fbpx
Merter / İstanbul, TURKEY
+90 533 956 1015
Merter / İstanbul, TURKEY
+90 533 956 10 15

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK>> Nedir? Neden Önemlidir?

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK>> Nedir? Neden Önemlidir?

İlk başta çevresel etki olarak düşünebileceğimiz sürdürülebilirlik, Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar koyduğu 17 ana hedef ve 100’ü aşkın alt hedefle birlikte son derece kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. Bu noktada profesyonellere büyük görevler düşüyor. Özellikle bazı endüstrilerin, sürdürülebilirliği uzun vadeli iş modelleri kapsamında ele alması büyük önem taşıyor.

Sürdürülebilirlik kavramı, dünya gündemine 1960’lı yılların sonunda girdi. Ekolojik açıdan biyolojik sistemlerin çeşitliliğinin ve üretkenliğinin devamlılığının sağlanması anlamına gelen sürdürülebilirlik, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılı tanımına göre, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemi. Hızla tükenen doğal kaynaklar, karbon ayak izi, tehdit altındaki biyolojik çeşitlilik, küresel ısınma gibi durumların sonucu olarak sürdürülebilirlik konusu, çevresel projeler, yeni iş modelleri ve çevreci üretim teknolojileriyle dünyanın gündeminde oturmuş durumda! Bileşmiş Milletler’in 2015 yılı Eylül ayında, 193 ülkenin katılımıyla yayınladığı 2030 Kalkınma Hedefleri, sürdürülebilir yaşam ve dünyanın geleceği için büyük önem taşıyor.

Büyümenin Sınırları

Dünyada sürdürülebilirlik kavramı, 1960’lı yılların ortalarından itibaren önem kazanmaya başladı çünkü bu zamana kadar insanoğlunun dünyaya verdiği zararın boyutları somut örneklerle ortaya konmamıştı. Dünyanın nüfusuna karşılık, doğal kaynaklar yeterliydi. Zira 20. yüzyıla kadar savaşlar ve hastalıklar nedeniyle dünya nüfusunda her daim ciddi oranda azalmalar görüldü. Ancak teknoloji gelişip endüstri ilerledikçe, ürün çeşitliliği ve tüketim arttıkça doğal kaynakların tüketimi de hız kazandı. 1960’lı yılların ortalarından itibaren çevre sorunları konusunda kaygılar da artmaya başladı. Yapılan araştırmalar ve oluşturulan raporlar, insanlık bu hızla tüketmeye devam ederse ileride yeryüzünde tek bir ağaç bile kalmayacağını ve sürdürülebilir bir yaşam sağlanamayacağını ortaya koydu. Sürdürülebilirlik konusunu kapsamlı şekilde ilk kez gündeme getiren Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı oldu. 5 Haziran 1972 tarihinde Stockholm’de düzenlenen konferansta doğal kaynakların kullanıma ve gelecek kuşakların haklarına dikkat çekildi. Bu çerçevede sürdürülebilirliğe dikkat çeken bir başka oluşum, 1968 yılında, bilim insanlarının bir araya gelerek kurduğu Roma Kulübü oldu. Roma Kulübü’nün 1972 yılında hazırlayıp sunduğu “Büyümenin Sınırları” başlıklı rapor, çarpıcı gerçekleri de göz önüne getirdi.

Roma Kulübü, hazırladığı raporda 5 değişkeni temel alarak bir soru sordu: “Hızlı nüfus artışı, gıda üretimi, sanayileşme hızı, çevre kirliliği düzeyi ve doğal kaynakların tükenme hızı bu seviyede ilerlemeye devam ederse, önümüzdeki yüzyıl içinde ekonomiyi nasıl bir gelecek bekliyor?” 

Araştırmacılar bu sorulara şöyle yanıtlar verdi:

1. Dünya nüfusunda, sanayileşmede, çevre kirlenmesinde, gıda üretiminde ve doğal kaynakların tükenmesinde büyüme eğilimi bugünkü gibi devam ederse, dünyadaki ekonomik büyüme 100 yıl içinde sınıra dayanacak ve kontrol altına alınamayan bir düşüş yaşanmaya başlanacak.

2. Bu büyüme eğilimini değiştirme ve gelecek için ekolojik ve ekonomik bir denge kurma olanağı var. Dünya çapında bir denge, bireylerin ihtiyaçlarını gidermeyi sağlayacak eşit fırsatlarla tasarlanabilir. Bunun için de ne kadar çabuk harekete geçilirse şans o kadar yükselir. Burada şuna da dikkat çekmekte fayda var; Roma Kulübü tarafından “Büyümenin Sınırları” raporu yayınlandığında dünya henüz küresel ısınmayı konuşmuyordu.

Ortak Geleceğimiz Raporu 1983 Yılında Yayınlandı

Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan Çevre ve Kalkınma Komisyonu 1983 yılında “Ortak Geleceğimiz” isimli bir rapor yayınladı. Bu raporda yoksulluk, doğal kaynaklardan sağlanan yararın eşit dağılımı, nüfus kontrolü, çevresel kirlilikle mücadele, çevreye duyarlı teknolojilerin kullanılması gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine dikkat çekildi. Bununla birlikte tüm dünyada artık “sürdürülebilirlik” ve “sürdürülebilir kalkınma” daha çok konuşulmaya, tartışılmaya ve bu anlamda yeni iş modelleri geliştirilmeye başlandı. Sürecin devamında, 1992 yılında Rio de Jenerio’da düzenlenen Çevre ve Kalkınma Konferansı, sürdürülebilirlik kavramın artık küresel bir boyut kazanması adına önemli bir adım oldu. Konferansta geliştirilen Gündem 21 Eylem Planı’nın sonucu olarak Kyoto Protokolü’nün imzaya açılması ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nun kurulması gibi olumlu gelişmeler yaşandı.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

25-27 Eylül 2015 tarihleri, sürdürülebilir bir gelecek için önem taşıyor. New York’ta bulunan BM Genel Merkezi’nde, bu tarihlerde gerçekleştirilen BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde 193 ülkenin imzasıyla 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kabul edildi. 169 adet alt başlığı bulunan bu hedefler, aynı zamanda yaşanılabilir bir dünyaya doğru atılacak yeşil adımlar…

17 maddelik hedefler ise şöyle:

1. Her tür yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek.

2. Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak, beslenme imkânlarını geliştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek.

3. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin her yaşta refahını sağlamak.

4. Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanımak.

5. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek.

6. Herkes için suya ve sağlıklamaya erişimi ve suyun ve sağlıklamanın sürdürülebilir yönetimini garanti altına almak.

7. Herkes için erişilebilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji sağlamak.

8. Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı sağlamak, tam ve üretici istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak.

9. Dayanıklı altyapı inşa etmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı sanayileşmeyi ve yeni buluşları teşvik etmek.

10. Ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri azaltmak.

11. Kentleri ve insan yerleşim yerlerini herkesi kucaklayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak.

12. Sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak.

13. İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil olarak adım atmak.

14. Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma için korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak.

15. Karasal ekosistemleri korumak, restore etmek ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak, ormanların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek, toprakların verimlilik kaybını durdurmak ve geriye çevirmek ve biyo-çeşitlik kaybını durdurmak.

16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve herkesi kucaklayan toplumları teşvik etmek, herkesin adalete erişimini sağlamak, her seviyede etkin, hesap verebilir ve kucaklayıcı kurumlar inşa etmek

17. Sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığın uygulama araçlarını güçlendirmek ve küresel ortaklığı yeniden canlandırmak.

Related Posts
Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar işaretlendi *