Ernst & Young, Future of Retail (Perakendenin Geleceği) araştırmasını yayınladı. Tüketicilerin değişen beklentilerine ışık tutan ve şirketlere içinde bulunduğumuz yeni döneme yönelik öneriler sunan araştırma, tüketicilerin beklentilerindeki değişime bağlı olarak, üreticilerin ve perakendecilerin müşteri odaklı değer sunmaya her zamankinden daha fazla odaklanmaları gerektiğini gösteriyor.
Uluslararası danışmanlık şirketi EY, Future of Retail raporuyla tüketicilerin temel beklentilerine ışık tutuyor ve şirketlere içinde bulunduğumuz yeni döneme yönelik öneriler sunuyor. Markaların, müşteri odaklı değer sunma konusunda her zamankinden daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çeken rapor, tüketici beklentilerindeki değişimleri dikkate almalarını ve sundukları değerlerin tüketiciler için ne anlama geldiğini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor.
EY’ın Future of Retail raporuna göre, tüketiciler markalardan hayatlarını daha kolay, daha iyi ve daha tatmin edici hale getirmelerini bekliyor. Tüketici talepleri, markalar için yol gösterici nitelikte olan üç temel unsuru (the Three I’s) ortaya çıkarıyor: Görünmezlik (Invisibility), Vazgeçilmezlik (Indispensability) ve Samimiyet (Intimacy).
Görünmezlik (Invisibility): Markalar, tüketicilerin ihtiyaç duyduğu ürünlere istedikleri yerde ve zamanda rahatlıkla ulaşmalarını sağlayarak hayatlarını kolaylaştırabilir ve satın alma işlemini neredeyse temassız ve farkında olmadıkları, otomatik bir süreç haline getirebilir.
Vazgeçilmezlik (Indispensability): Markalar, tüketicilerin yaşamını iyileştirmek için ürünleri birbiriyle bağlantılı ve bütünsel olarak paket hizmet halinde sunabilir. Ürün ve hizmetlerin bir ekosistem aracılığıyla bir araya getirilmesi, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı bütünsel önceliklerini çözmek için güven sağlayabilir.
Samimiyet (Intimacy): Markalar, tüketicilere kendilerini ve temel değerlerini yansıtan daha iyi deneyimler sunarak daha tatmin edici hale gelebilir. Ayrıca kişiselleştirilmiş harika deneyimler sunmak sadakati arttırabilir.
EY raporuna göre markalar, tüketici ilgisini kazanmak ve korumak için bu üç değer unsurunu ideal bir şekilde harmanlayarak sunmalı; müşterilere zaman kazandırmak için hıza, rahatlığa ve verimliliğe odaklanan bir yaklaşım benimsemeli. Ayrıca tüketici ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için hizmeti ve deneyimi rekabette farklılaştırmalı.
Diğer yandan, çevrimiçi deneyim, yepyeni fırsatlar yaratıyor. Doğrudan tüketici (D2C) modeli, markaları giderek daha fazla “perakendeci” olmaya yönlendirirken, özel etiket (private label) kavramı perakendecilerin de giderek daha fazla markalaşmasına olanak sunuyor.
Fiziksel ve dijital perakende satış kanallarının hızla arttığı ve tedarik zincirlerinin hızla küreselleştiği günümüzde; seçenek, şeffaflık ve bulunabilirlik konularında yükseliş söz konusu. Bir zamanlar sadece birkaç marka ve birkaç mağaza ile sınırlı olan tüketici seçimi, şimdi yeni ürünleri ve kanalları içeren zengin bir satın alma seçeneğini kapsıyor.
Günümüzde tüketiciler sorunsuz ve ultra konforlu alışveriş beklentisi içindeler. EY raporu, perakendenin nasıl evrimleşmesi gerektiğini ve gelecekte önemli olacak değer önerilerinin sonuçlarını ele alıyor. Tüketiciye ihtiyaç duydukları anda kolay ve hızlı bir perakende deneyimi sunmak önem kazanıyor. Ayrıca, ürünleri ve hizmetleri iş ortakları aracılığıyla bir araya getirerek, tüketicilerin yaşam tarzı odaklı önceliklerini bütünsel olarak çözmek güven sağlıyor. Bunların yanı sıra tüketiciler, kişiselleştirilmiş deneyimlere ve ortak değerlere önem veriyor.