Teknolojinin yaşamımızın içine iyiden iyiye işlediğini düşünerek şöyle bir geçmişe uzanın. Çok eskiye gitmenize gerek yok! Örneğin 20 yıl öncesine kadar gidin ve o tarihten bugüne kadar kaç kere internet üzerinden araştırma yapmadan alışverişe çıktığınızı, seyahate gittiğinizi, elden fatura ödediğinizi, kitap satın aldığınızı, gazeteleri ellerinizde sayfaların izi kalarak okuduğunuzu, hatta yüz yüze sohbet ettiğinizi düşünün. Geçmişin ‘Uzay Yolu’ maceralarında hayalini bile kuramadığımız detaylar, şimdilerde hayatımızın vazgeçilmez parçaları haline geldi ve bize zaman kazandırmaya başladı. Ancak yaşamı kolaylaştırmada pek çok faydası olan internetin bizi yaşamdan uzaklaşmasına izin vermeyelim! Hayatımızın boyut değiştirdiği bugünlerde, internetin ve teknolojinin olanaklarını doğru kullanarak kendimize ve sevdiklerimize daha çok zaman ayıralım. İnternet ve teknolojik olanaklar sayesinde yaşadığımız bu elektronik çağ ile dünya avcumuzun içinde… Kıymetini bilerek yaşayalım!
e-tüketiyoruz…
Zaman insanoğlu için bugün her şeyden değerli. Yarış içinde yaşarken 24 saat pek çoğumuza işlerimizi yetiştirmek için yetmiyor bile. İmdadımıza yetişen teknoloji, internet harikaları ile karşımıza çıkıyor. İnternet üzerindeki seçenekler artık sokak alışverişlerini pek çok kişi için oldukça aza indirmiş durumda. Bir mağazanın internet sitesini ziyaret ederek online alışveriş yapabiliyor, bir restoranın internet sitesinden sipariş verebiliyor ve yemeğimizin nasıl pişirildiğini bile yine online olarak izleyebiliyoruz. İstediğimiz bir müziği önce internetten dinleyebiliyor, yine internet üzerinden o müzik albümünü satın alabiliyorsunuz. Mutfak alışverişimizi dahi süpermarketlerin online çözümleri ile gerçekleştirebiliyoruz.
e-geziyoruz…
Geçmişte büyük yol haritalarıyla koyulurduk yola. Nereye gideceğimizi bilmeden, gittiğimiz yerde neyle karşılaşacağımızı düşünmeden çıkılan yollar, en güzel anılarla yazılırdı kişisel tarihimize. Küçük notlar alır, yol üstü lokantalarını keşfeder, en taze balı, turfanda meyveyi yine yol üstünde satın alır, küçük pansiyonlarda tek gecelik konaklamalar yapar ama hayat boyu kopmayan bağlar kurardık. Yurt dışını ise gidenlerin yolladığı kartpostallardan görür ya da televizyon programlarıyla daha fazla tanıma şansı bulurduk. Gitme fırsatı bulduğumuzda ise yine neler yaşayacağımız şansa kalırdı. Şimdi bugüne dönelim; gitmek istediğiniz yeri yurt içi veya yurt dışı fark etmeden internet üzerinden detaylı olarak inceleyebiliyorsunuz. Nerelerin gezilmesi gerektiğini, en iyi restoran ve otellerin nerelerde olduğunu öğrenebiliyorsunuz. Fotoğraf ve videolarıyla bilgilerinizi daha da pekiştirebiliyor ve daha gitmeden gitmiş kadar olabiliyorsunuz. Sonrasında uçak biletinizi de yine online satın alabiliyorsunuz. Seyahate arabanızla gidecekseniz navigasyon aletleri yardımınıza koşuyor. Uydu sistemiyle kendinizi izlettiriyorsunuz ama ne karmaşık yol haritalarıyla uğraşıyorsunuz ne de kaybolma riskini göze alıyorsunuz. Gitmek istediğiniz noktaya tam planladığınız saatte varıyorsunuz. Teknolojinin ve internetin yaşamımıza kattığı bu artıları kullanırken, unutmamamız gereken, insanlarla kurduğumuz bağı koparmamak olmalı.
e-okuyoruz…
Kütüphane kokusunu hatırlayan var mı? Ya da daha yakın tarih için soralım, sahaf kokusunu? Peki ya kitapçılar… Evinizde kitaplığınız var mı? Ya da daha kolay bir soru soralım; kitap var mı? Her gün evinize kaç gazete giriyor? Artık kitapları ve gazeteleri internetten okur hale geldik. Son dakika haberleri mail adresimize ya da telefonumuza hemen geliyor ve habersiz kalmak imkansızlaşıyor. Çantanıza bir e-kitap aleti atarak yüzlerce kitabı yanınızda taşıyabiliyorsunuz. Daha da önemlisi bu teknolojiler geliştikçe kâğıda olan ihtiyacımız azaldığından çevresel olarak da fayda sağlanmış oluyor. En yakın dostumuz olan kitaplar sürekli yanımızda oluyor. Her ne kadar bazı insanlar hala kitap ve kâğıt kokusundan vazgeçememiş olsa da e-kitap ve e-gazete hayatımızı kolaylaştırıyor ve bilgiye çok daha zahmetsiz ulaşmamıza olanak tanıyor.
e-konuşuyoruz…
Kimi uzmanlarca tehlikeli bir bağımlılık olduğu savunulan internetin yaşamı kolaylaştırdığı da yadsınamaz. Haberleşmenin e-mail’ler ve mesajlaşma aplikasyonları sayesinde çok hızlandığını hepimiz görebiliyoruz. İş yaşamı için oldukça verimli bir gelişme olan bu sistem, anlık iletiler sayesinde de günlük hayatın içine girdi. Arkadaşlarımızla hem sosyal paylaşım siteleri hem de anlık ileti programları sayesinde çok daha sık görüşüyoruz. Ancak bu durumun, çok fazla kullanılması halinde bizi yalnızlaştırdığı da yadsınamaz bir gerçek.
Eskiden sık sık düzenlediğiniz arkadaş toplantılarını düşünün, bir araya gelip oynadığınız oyunları, kahve sohbetlerini hatırlayın. Beraber gittiğiniz bir film üzerine yüz yüze yaptığınız tartışmalar, çok da uzak bir tarihte değil… Aynı evin içinde birbirini göremeyen çekirdek ailelerde birbirine ve dünyaya yabancı bireyler yetişiyor dersek abartmış olmayız. İnternette gerçekleşen sanal sohbetler, gerçek kimliklerimizi geride bırakmaya devam ediyor. Bu durumun hem iyi hem de kötü tarafları olduğu yadsınamaz. Ancak olması gereken, bu tip iletişim olanaklarını kullanırken sağduyulu olabilmek. Örneğin sizden binlerce kilometre uzakta yaşayan bir yakınınızla ya da en yakın arkadaşınızla her gün görüşemezsiniz belki ama internet üzerinden görüntülü konuşma olanakları sınırsız. Her ne kadar karşılıklı yapılan sohbetlerin yerini tutmasa da elektronik olanaklar hasret gidermeyi ve uzaklığa katlanmayı daha kolay hale getiriyor. Önemli olan nokta, tüm arkadaşlık ilişkilerini sanal hale getirmemek ve karşılıklı yapılan sohbetlerin tadını unutmamak!